Ilıca

ILICA KÖYÜ

 

Gazipaşa'ya bağlı Ilıca Köyü, ilçe merkezinden 27 kilometre uzaklıkta yüzölçümü oldukça geniş bir köydür. Dağınık bir yerleşime sahip olan köyün nüfusu 641, hane sayısı 120'dir. Merkez, Köseler, Ardıçlı, Manavlı, Balımlar ve Kamberli mahallelerinden oluşan köyün en önemli geçim kaynağı tarımdır. İpek böcekçiliği, badem, zeytin ve keçiboynuzu üretimi oldukça yaygındır. Okur yazar oranının oldukça yüksek olduğu köyde 3 cami, 3 okul vardır. Bu köyden doktorlar, öğretmenler, veteriner hekimler, eczacılar, subaylar, polisler ve maliyeciler vardır.
Yazın havaların ısınmasıyla birlikte köy halkı Kaş, Barcın, Göktepe ve Berem yaylalarına göç ederler. Köyün belli başlı aileleri Yakıcılar, Karaaliler, Kaşlılar, Yağıroğulları, Kamberler, Çolaklar ve Manavoğulları'dır.

 

KÖY ADINI KAPLICADAN ALDI

Köyde Romalılar, Selçuklular ve Bizanslıların yaşadığı bilinmektedir. Köye ilk yerleşen aileler Ötenoğlu, Çobanoğlu ve Yağıroğlu'dur.Köyün ilk adı Gevinde'dir. 1956 yılından sonra köyün adı Ilıca olarak değiştirilmiştir. Bu adı, Ilıca kaplıcası'ndan aldığı bilinmektedir.

 

ILICA KAPLICASI

Aynı isimle anılan Ilıca Köyü'nde bulunan kaplıca "siyah su" olarak da bilinmektedir. İlçeye 27 kilometre uzaklıkta Toros Dağları'nın eteklerinde yer almaktadır. Roma İmparatorluğu döneminden kalan kaplıcanın dört bin yıllık olduğu bilinmektedir. Ilıca kaplıcası, Sinat Deresi boyunca uzanan yol yönlü, atımlı bir fay ve bu faya bağlı gelişmiş bir kırık sisteminin kesişme yerinden çıkmaktadır. Etrafında hiçbir tesisin hatta hizmetin bulunmadığı kaplıca bölgesine sadece Gazipaşa'dan değil Konya, Anamur, Alanya ve Manavgat başta olmak üzere Türkiye'nin her yerinden ziyaretçiler gelmektedir. Araçlarını kaplıcanın en yakın yerine bırakan ziyaretçiler, geride kalan 150 metrelik bölümü yürüyerek, burada kamp çadır kurup, kamp yaparak siyah suda şifa arıyorlar. Romatizma, kadın hastalıkları, mide, ülser, siyatik ve lumbago tedavilerinde kullanılan kaplıca suyu için taş havuzlara giriliyor. Çamurlar vücuda sürülüyor, su içiliyor. Kaplıca suyunun yanı başından içme suyu çıkıyor. Bu sudan beraberlerinde getirdikleri bidonları da dolduran ziyaretçiler, şifalı suyun boşa aktığı ilginç görünümlü kaplıca taşları üzerinden geçerek, kamp yerlerine ulaşıyorlar. Kaplıca havuzları, baylar ve bayanlar arasında dönüşümlü olarak kullanılıyor. Kaplıcanın müdavimleri, koltuk değneğiyle gelip, değnekleri atarak yürüyenlerin çok olduğuna gözleri ile şahit olduklarını anlatıyorlar. Gaz pedalına bile basamayan, sızı içinde yaşayan bir başka kişi ise, bu kaplıca suyu tedavisi sayesinde günde 15 kilometre yol yürüyebildiğini belirtiyor.

 

ÜNİVERSİTE BİLE ONAYLADI

Ilıca kaynak suyu, 24,5 derece sıcaklıkta, tuzlu ve H2S kokuludur. Kaynaktan bol gaz (H2S, C02)çıkışı gözlenmektedir. Toplam mineralizasyonu 1000 mg/lt'den fazla olduğu için sodyumlu, klorürlü sıcak su sınıfına girmektedir. Çevrede ısıtıcı özellikle genç volkanizmanın bulunmaması, suyun jeotermik gradyanla ısındığı ihtimalini kuvvetlendirmektedir. Kayaların kırık ve çatlaklarından yeraltına süzülen yağış suları, geçtikleri kayaların kimyasal özelliklerine bağlı olarak iyon alışverişinde bulunarak, mineralce zenginleşirler. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Hidro-Klimatoloji kürsüsünde hazırlanan Türkiye Sıcak Su ve Maden Suları adlı yayında, Ilıca suyunun sıcaklığı arttırıldığında, çeşitli tıbbi tedavilerde kullanılabileceği belirtilmektedir.

 

DİĞER ŞİFALI SULAR

Merkez Mahalle sınırları içerisinde Sarı Su adında bir şifa suyu vardır. Bu su, Sağlık Bakanlığı'nın raporuna göre, 267 miligram kalsiyum içeren, sodalı sular sınıfına girmektedir. Suyun, kemik erimesini tedavi eden ve iştah arttıran özellikte olduğu bilinmektedir. Yine köy sınırlarında Akpınar adında şifalı bir su bulunmaktadır. Buranın da böbrek taşı dökülmesine iyi geldiği bilinmektedir.

Ilıca Köyü

 

Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam41
Toplam Ziyaret93907